Umut Yolculuğu;
Bahar gelmişti. Samet koyunları almış doğa otlatmaya götürmüştü. İşte o gün Leyla’yı görmüştü. İkisi de birbirlerini gördükleri an da sevmişlerdi. İki hafta sonra Samet Leyla’ya sevdiğini söyledi. Leyla kabul etti fakat babası Mustafa Ağa Samet’in babası İbrahim Bey’le düşmandı. Samet babasına günlerce haftalarca yalvardı. İbrahim Bey en sonunda dayanamadı ve ”Tamam gidelim isteyelim. ”dedi. Gittiler Mustafa Ağa başlık parası istedi. Samet düşünmeye başladı. Ben bu parayı nereden bulacağım? Diye günlerce haftalarca düşündü ve İstanbul’a gitmeye karar verdi.
Ertesi gün babasıyla vedalaştı trene bindi. Beş saatlik yolculuğun ardından İstanbul’a ulaştı ve nerede çalışacağını bilmiyordu. Yolda kocaman bir ev gördü kapıyı çaldı: ”Bayım çalışana ihtiyacınız var mı?” dedi. Adam: ”Bir bahçıvana ihtiyacım var.” Dedi. Ertesi gün işe başladı; Çiçekler dikti, ağaçlar suladı. Tam iki ay orada çalıştı fakat çalıştığı yerde adamın küçük oğlu Samet’i hiç sevmiyordu bu yüzden gece bahçedeki bütün çiçekleri söktü. Sabah kalktıklarında ev sahibi bunu görünce Samet’i işten kovdu. Samet kendisine yeni bir iş aramaya başladı. Bu sefer de fırında çalışmaya başlamıştı. Bu işin de bir süre çalışıp parasını biriktirmişti. Bir gün işe giderken yerde bir çanta buldu çantanın içerisinde para vardı ve çantanın içinde kimlik vardı, çantayı alıp polise gitti. Polis adamın kim olduğunu buldu. Adamın adı Ahmet’ti Ahmet Bey Samet’e çok teşekkür etti ve herhangi bir sıkıntısında ona ulaşabileceğini söyledi ve bir kart verdi, kartta numarası yazıyordu. Vedalaştılar... Samet iki ay daha çalıştı ve işte o gün gelmişti. Samet son hazırlıklarını yapmış parasını sayıp valisine koymuştu. Tren garına gitmişti. Bilet almak için valizini yere koymuştu. Geriye döndüğünde valizi yoktu. Samet kara kara düşünmeye başlamıştı bir an da omzuna birinin dokunduğunu hissetti ve kafasını kaldırdığında Ahmet Bey olduğunu gördü,olayı anlattı Ahmet Bey çok üzüldü ve Samet’e başlık parasını ben vereceğim düğün masrafını da ben karşılayacağım, dedi. Trene bindiler yolculuk başlamıştı, Samet çok heyecanlıydı. Leyla’yı düşünüyordu ve birden tren kaza yaptı. Çünkü raylarda bozukluk varmış, neyse ki ölen yoktu. Samet ve Ahmet Bey yolculuğa otobüsle devam ettiler.
Sonunda köye ulaştılar. Samet büyük bir mutlulukla babasının yanına gitti, elini öptü ve başından geçenleri anlattı. Ertesi gün Leyla’yı istediler. Mustafa Ağa kızını verdi ve düğün hazırlıkları başladı. Düğün günü gelmişti, herkes çok mutluydu . Şerbetler içiliyor, yemekler yeniyordu. Ahmet Bey’in artık gitme vakti gelmişti. Samet teşekkür ettikten sonra vedalaştılar. Düğüne kaldıkları yerden devam ettiler. Bu büyük talihsizliklere rağmen Samet asla umudunu kaybetmedi ve mücadeleye devam etti. En sonunda mutlu oldu.” Siz de umudunuzu kaybetmeden mücadeleye devam edin.” Dedi.