(^_^)

Ne Çok
Ne çok ertelenmişiz,
ne çok örselenmiş...
Araba tekeriyle sıkıştırılmış,
ezilmiş kar gibi...
Ayak iziyle gıcırdatmak varken,
araba gürültüsüyle
yollara tütsülenip
ne çok örselenmişiz...

Ne çok saklanmışız,
ne çok sarmalanmış...
Yol ayrımlarında ürkütülmüş,
korkutulmuş sel gibi...
Akıp şırıldamak varken
derenin çağıltısıyla,
taşlara tutunup
ne çok sarmalanmışız...

Ne çok oynanmışız,
ne çok kurgulanmış...
Seyircisiz salonlarda sergilenmiş,
alkışlanmamış film gibi...
Gökte gürüldemek varken
şimşek şakırtısıyla,
kalp duvarlarımıza takılıp
ne çok kurgulanmışız...

Ne çok ünlenmişiz,
ne çok vurgulanmış...
Dilsiz soluklarda işlenmiş,
afişlenmiş düşler gibi...
Haykırışlarda fısıldamak varken
muştu cıvıltısıyla,
amaçsız yüklemlere yaklaşıp
ne çok vurgulanmışız...

Ne çok sorgulanmışız,
ne çok sonlanmış...
Susuz bahçelerde filizlenmiş,
firik tohumlar gibi...
Nasip çiçeği olmak varken
dağ rüzgârıyla,
kökünden iple duvara asılıp
ne çok sonlanmışız...

Ahmet Yaman

Olmadı...

Ben en çok anneme yalan söyledim...

Mürver Çiçeği
Mürver Çiçeği

Çok sabrettik bu ayaza.
Zemheri buzu kalmasın yaza.
Güneşi kiralayalım toprağa.
Nevruz çiçeği, derelerin çağıltısı...
Benim coğrafyam bilmez begonvili.
Tüm duvarları örten,
bağımı, bağrımı saran
mürver çiçeği açsın her yanım.
Soğuk beyaz renkler,
soluk beyaz çehreler gitsin.
Gözelerde fokurdayan billur,
çam dalında taze sürgün...
Soğanlarında hapsolmasın menevşe.
Benim coğrafyam görmedi begonvili.
Tütsülü bağırlara gölge niyetine
bağımı, bağrımı saran
mürver çiçeği açsın her yanım.
Yollar açılsın yasak diyarlara...
Demir dağ erisin nefesimizle.
Yük alacak kervanlar gelsin yollardan,
yol kenarında çuhalar açmış.
Çiğdem, kitabın arasında gülü bekler.
Benim coğrafyam küskün begonvile.
Şerbeti şifa niyetine,
bağımı, bağrımı saran
mürver çiçeği açsın her yanım.
Şair: Ahmet Yaman
Seslendiren: Bedirhan Gökçe