Eski insanların hayatında yazıya dair hiçbir şey yoktu . Yaşamın sürekliliğinde gelişen eylemler , yazının da doğal bir ihtiyaç olması onun ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır . Eski çağlarda insanlar duygularını , düşüncelerini mağara duvarlarına resim veya şekiller çizerek ifade ederdi . Duvarlara çizilen bu resim ve motifler sayesinde insanlar anlaşmanın bir yolunu bulmuştu . İşte bunlar yazının icat edilmesine zemin hazırlayan önemli faktörlerdir . Daha sonra yazının bulunmasıyla artık yazılı iletişim meydana çıktı .
Bundan sonra her uygarlık kendinden bir şeyler katarak yazının gelişimine katkıda bulundu . Bu yüzden alfabeler hep farklıdır . Milletler ayrı olduğu için onların kendilerini yazılı olarak ifade etme biçimleri de farklı alfabeler şeklinde karşımıza çıkmaktadır . Yazı tarihe ışık tutan çok önemli bir belge niteliği taşır . Onun varlığıyla eskiden mektuplarla haberleşen toplumlar artık teknolojiye bağlı olarak bu konuda daha çok imkana sahip olmuştur . Edebiyat alanında da yazınsal türler ortaya çıkmış ve yazıyı daha ileri boyuta taşımıştır . En çok da Islamiyet'in kabulünden sonra ortaya çıkan Türk yazı sanatı olarak bildiğimiz hat sanatı büyük bir gelişme göstermiştir .
Sonuç olarak temel bir ihtiyaç olan yazının gelişimi uygarlığın gelişmesiyle yakından ilgilidir . Araştırma , bilgiye ulaşma ve bilimsel çalışmalarla birlikte günlük hayatta her şeyde çok önemli değişim ve gelişimler olmuştur . Yazı da bu gelişmelerden nasibini almıştır . Artık bu dönemde teknolojinin de hayatımıza girmesi ve ciddi atılım göstermesi yazının gelişiminde önemli rol oynamaktadır . Gelişen imkanlara bağlı olarak günümüzde çok farklı ve zengin yazı çeşitleri hayatımıza girmiştir . Bu yazıların bir kısmı estetik özelliğe sahip olarak göze hitap edecek kadar güzeldir . Anlayacağınız artık yazı teknolojik araçların sunduğu kolaylıklar sayesinde her yerde kullanılmaktadır .