ANNEM
Mert yetimhanede yaşıyan bir öksüzdü. Kendini bildi bileli buradaydı. Buraya geldiğinde dört yaşındaydı ve şimdi onbir yaşına gelmişti. Geldiğinden beri kimseyle konuşup arkadaşlık etmez hep içine kapanırdı. Derdini kimseyle paylaşmayan Mert hissettirmemeye ve çevreye yansıtmamaya çalışsada içinde bitmeyen ve dinmeyen bir anne özlemi ve pişmanlık vardı. Annesi hakkında hatırladı tek şey şu anısıydı: Birgün annesiyle parkta gezerken yolda bir kedi görmüştü, Mert annesinin elini bırakarak kedinin peşinden koştu annesi ona yetişmeye çalışsada Mert çok hızlıydı ona yetişemedi kaybolduğunu anlayınca artık çok geçti kaybolmuştu.Mert kendini suçlu hissediyordu. Belkide annesinin elini bırakmasaydı yetimhanede değilde annesinin yanında olucaktı Mert bunu bir türlü aklından çıkaramıyordu ve pişmanlık duyuyordu. Mert yurttan da kaçmaya başlamıştı hiçbir sonuç alamamasada annesini arıyordu. Her seferinde yakalansa da vazgeçmiyordu yetimhane müdürü bu durumdan artık sıkıldığı için onu evlatlık vermeye karar verdi. Çok geçmeden onu evlat edinmek isteyen aileler onunla vakit geçirip tanımak istiyordu, fakat Mert sürekli yaramazlık yapıyordu. Mert bu durumdan memnundu ama müdür bey bu duruma çok sınırlıydı, ama Mert 'in vazgeçeceği yoktu. Birgün Mert i evlat edinmek için bir kadın gelmişti. Ona sarılarak merha dedi. Ve sonra şöyle devam etti:
Seni mutlu yaşatmak ve büyütmek istiyorum dedi. Ve ayrıca annen hakkında bilgi sahibi oldum eğer istersen anneni bulmanda sana yardımcı olabilirim dedi. O an Mert 'in gözü dolmuştu ve içini anlamadığı bir mutluluk duygusu vardı. Ve ister istemez bu teklifi kabul etti. Aradan üç ay geçmişti Mert yeni evine ve hayatına iyice alışmıştı. Ama hala annesini bulmak istiyordu ama kadındanda oldukça memnundu ve onu kırmak istemiyordu ancak annesinin kim olduğunu öğrenmeliydi ve cesaretini toplayarak birgün kadının yanına gitti ve "annemi bulmak istiyorum"dedi. Kadın bu olayı sandığından daha sıcak karşılamıştı ve ona sarılarak " söz anneni bulucam ama bu uzun sürebilir " dedi. Aradan beş yıl geçmişti. Mert on oltı yaşında bir delikanlı olmuşt. Ve yeni hayatına artık baya alışmıştı, içindeki anne özlemi biraz hafiflesede hala annesini merak ediyordu. Sözünü tuttuğu için boş zamanlarında Mert'in annesini araştırıuordu. Ve sonunda Mert'in annesini bulmuştu ve onunla konuşmaya gittiğinde kadını kavup Mert'i bilerek terkettiğini ve ona kendisinden bahsetmemesini söyledi . Kadın o an yıkılmıştı bu durumu Mert'e nasıl açıklıycağını düşündü. Sesli mırıldandığı için Mert onu duymuştu ve ona gerçeği söylemesini istedi kadın onu yanlış anladığına inandırmaya çalışsada işe yaramamıştı. Ve ona gerçeği söylemesini istedi ve kadın daha fazla dayanamıyarak annesi hakkında gerçeği anlattı. Mert göz yaşları içinde bağırdı ve şöyle dedi :_Yalan söylüyorsun benim annem yapmaz ben kayboldum beni o beni terketmedi
Kadın:
_Yalan söylemiyorum annenin yanına gittim seni görmek istemedi .
Bu konuşmanın ardından Mert valizini hazırlayarak evi terk etmek istedi . Kadın kapının önünde durarak :"lütfen gitme sen olmasan benim yaşama amacım kalmaz yaşayamam dedi. Mert artık onu dinlemiyordu bir an önce annesini yanına gitmek istiyordu. Verilen adrese göre ev burdaydı Mert kapının önüne geldiğinde çok heycanlıydı sonunda annesini görücekti kapıyı çaldığında kapıyı kırklı yaşlarında bir kadın açmıştı Mert ona sarılarak "anne " dedi. Kadın onu geri iterek burdan gitmesini istedi. Ve ona gerçeği söyledi . Parkta onu terkeden Mert değil annesiydi . Ve Mert'ten buraya bidaha gelmemesini istedi. Mert yıkılmıştı yıllarca bir hiç uğruna üzülmüştü. Mert yaptığına pişman olarak evine gerçek annesinin yanına gitmişti kapının önüne geldiğinde bir not vardı . Eğer sen olmassan ben yaşayamam Mert yazıyodu Mert kapıyı açtığında kadının cansız bedeni yatıyodu . Mert o an dizlerinin bağı çözülmüştür yere çökerek kadının cansız bedenine sarılarak ağladı ve şöyle dedi:"anne".