Kardeşim
Babam üst katı temizleyip yerleşmeyi planlıyordu. Yavaş yavaş soğuklar başlamıştı. Kış geliyordu. Üst katı temizlenip yeni doğacak olan kardeşime oda yapacaktık. Ev içerisindeki odalar bize az gelmişti. Evimiz tek katlıydı bu yüzden kardeşime oda kalmamıştı. Odayı er nihayetinde temizlemiştik, artık içerisini döşeyip istediğimiz eşyaları yerleştirebilirdik ama öncesinde zemin onarılmalıydı ve düzgün bir pencere alınmalıydı. Babam ve ben uğraşıyorduk böyle işlerle ve bu oda konusunda da uğraşmasak olmazdı. Öncelikle zemini tamamen parke yaptık daha sonra bir pencere alıp yerine yerleştirdik. Sanırım artık oda hazırdı. Sıra eşyalara gelmişti. Önce annenin seçtiği; bir beşik, bir dolap ve bazı süs eşyalarını satın alıp odaya yerleştirdik. İki gün içerisinde oda hazırdı. Oda işini babamın tatiline getirmiştik bu yüzden babam tatil boyunca dinlenemedi ama babam için normal işlerdi çünkü babam bu işleri severdi. Kardeşim artık 3 aylıktı, yavaşça şien annenin karnı artık gün gide gide daha hızlı şişmeye başladı , sadece 6 ayı kalmıştı. Annemin aşermeleri çok önce başlamıştı. Babam kardeşimi ilk çocukları gibi sayıyordu, annemi yerinden kaldırmıyor, hiç bir işi yaptırmıyordu. Bütün işler babama yüklenmesin diye bende yardım ediyordum işte bu şekilde günler geçti de gitti. Aralığın ilk haftası, o haftanın ilk iş günü. Babam bir emlak şirketinde çalışıyordu ve patron ile bizim evimiz çok yakındı bu yüzden patron babamı alıp öyle işe gidiyordu. Sabah biz uyurken giderdi, akşam yemek yerken geri gelirdi.
O gece annemin yanında yatmıştım. Annemin telefonu yanındaydı. Sabaha karşı annemin telefonu çaldı, hemen Uyandık. Annem telefonu açtı ve konuşmaya başladı. Annem birden:
-Ne? (Diye bağırdı)
Daha sonra annem:
-Peki şimdi neredeler? (Dedi)
Daha sonra telefonu kapadı ve dedemin aradı, dedemi bize çağırdı, annem hazırlandı ve çıktı. Ben o damda düşünmeye başladım. Ama hiçbir şey anlamadım daha sonra cama çıktım ve annem ile dedemin araba ile gidişini izledim. Yatağına tekrar girdim tam karşımda televizyon, sol tarafımda bir dolap ve sağ tarafında bir makyaj masası vardı televizyonu açtım (canım sıkılıyordu) bir kardeşim olsaydı şimdi sıkılmıyabilirdim. Kardeşimi düşünürken acaba ismini ne koyacaktık? Diye birden Daldık. Benim adımı dedemin adı olan murat koymuşlardı acaba kız olursa babaannemin adını mı koyacaktık? Aslında şevval ismi yakışırdı diye düşünürken karnım guruldamaya başladı, sanırım iyice acıkmıştım. O akşam yemek yemeden yatmıştım. Ayağa kalktım, yavaş yavaş mutfağa doğru yürümeye başladım. Salonu geçtim ve mutfağa girdim, dolabı açtım, ne yesem? Diye diye şöyle bir göz gezdirdim fakat bir şey bulamadım, arkamızda döndüm masanın üzerinde bir poşet buldum içinde; iki tane poğaça, iki tanede simit vardı. Bir poğaça çıkardım masaya tam oturacakken dolapta meyve suyu olduğu aklıma geldi. Bir bardak alıp dolaptan meyve suyu doldurdum ve hızlıca yemeğimi yedim. Daha sonra odama tekrar döndüm, hızlıca yatağa girdim, dışarıda kar yağıyordu ama hava yumuşaktı, evde sanki soğumaya başlamıştı. Televizyonu açtım ve kanal aramaya başladım. Pek bir şey yoktu. Bir haber kanalı açtım ve izlemeye başladım, önce ekonomi sonra hava durumunu anlattı. Sonunda bir trafik kazasını anlatmaya başladı:
-sunucu (Evet sevgili seyirciler aldığımız bilgilere göre Nilüfer ilçesi ile Bursa merkeze doğru giden bir arabanın bari yerlere çarpması sonucu biri ağır yaralı diğeri ise yaralı olarak hastaneye kaldırıldılar)
Dedi ve görüntü vermeye başladılar. O görüntüleri verdikleri sırada babamın fotoğrafını gördüm. Karıştırma ihtimal im yoktu çünkü altında ismi yazıyordu ( Mehmet K.) olay yavaş yavaş kafamda oturmuştu. Babalar kaza yapmışlardı, anneler ise hastaneye gitmişti. (Daha yaşım küçük olduğu için bazı olayların duygusuna kapılamıyordum) “Neyse” dedim ve kanalı değiştirdim, bir çizgi film açtım ve izlemeye başladım ki kapı çaldı. Annem kapı konusunda beni tembihlemişti “ Biz evde yokken kimseye kapıyı açma.” Diye, normalde açmazdım ama o gün açtım ve karşımda kuzenim olan Reşat karşımdaydı ve benle yaşıt olduğu için iyi anlaşırdık. Eniştem kuzenini göndermiş ve beni arabada bekliyormuş tamam dedim, hızlıca od ama gidip yatağımı topladım, televizyonu kapadım, montumu giydim ve çıktım. Kuzenim ile hemen arabaya bindik. Eniştemin arabada sanki suratı asık gibiydi ama çok önemsemedim. Önce Eniştem bizi gezdirdi sonra “Aç mısınız?” diye sordu . Reşat benden önce atıldı “Evet baba açız?” dedi. Eniştem hızlıca marketten karın doyurucu şeyler aldı. Parkta aldıklarımızı yedik. Sıra gelmişti hastaneye gitmeye, arabadayken sordum enişteme “Enişte babama ne oldu?” diye. Eniştem kısa bir süre cevap vermedi daha sonra mecburen anlattı. Babamın kaza yaptığını ve kalıcı bir hafıza kaybına uğradığını söyledi. Hastaneye girdiğimde anda annem ile dedem karşımda idi. Annem “Aç mısın?” diye sordu. “Değilim” dedim ve yanına oturdum. Kısa bir süre bekledikten sonra doktor geldi ve “Hastamızın sağlığı yerinde.” Dedi . “ İçeri girip konuşabilirsiniz.” Deyip gitti. Biz hâlâ babam da hafıza kaybı yaşanıyor sanıyoruz ama iş öyle değilmiş hemşire bizi yalnız bilgilendirmiş di. Babam ile konuşurken hemşire geldi ve babama bir taburcu kağıdı çıkartıp gitti. Taburcu kağıdımız onaylandıktan sonra artık gidebilirdik; Ben Eniştemin arabasına bindim, anneler ise dedemin arabasına binip eve geldik. Evde gördüm babamın yaralarını: dudağı patlamıştı, kaşı açılmıştı ve vücudunun bazı yerleri kesilmişti. Annem hamile olarak yattığı için, babam da kazadan dolayı yattığı için dedem ve babaannem bizde kalıyorlardı . Baba annem ev işleri ile uğraşıyor, dedim ise gündelik işlerle uğraşıyordu . Dedem bizde kaldığı süre boyunca bana türlü türlü oyun öğretti, bende bunları kardeşime öğretmek için gün sayıyordum.
Günler geçti ve doğum haftası geldi bir sabah ailecek kahvaltı yaparken annem birden sancılanmaya başladı. Hızlıca hastaneye götürdüler. Dedem ile babaanne benle kaldılar. Saatler geçti de geçti sıra geldi dakikalarında geçmesine. Dakikalar geçti de geçti sonunda anneler geldi ama kardeşim yoktu. Biraz aradım kafamda ama yoktu, gerçekten de yoktu. Hemen annemle sordum “ kardeşim nerede?” dedim. Annem “ Miniğim” dedi ve devam etti “kardeşini Allah çok sevmiş bize vermeyi istememiş.” Dedi bunun üstüne uzunca bir süre üzüldüm lakin bir gün annelerin verdiği bir kararla yetimhaneden bana bir kardeş sahiplendiler, adı da Şevval' di...
S