TAT MAHALLESİ HIRSIZLARI
Tat Mahallesi küçük ve insanların birbiri ile iç içe yaşadığı tatlı, sakin bir mahalledir. Bu mahallede yaşayan en bilindik kişilerden biri Veysel Amcadır. Veysel Amca’yı tanımayan biri ya buraya turist ya da buraya yeni yerleşmiş bir kişidir. Bir ilkbahar zamanı Veysel Amca bakkalda değiş tokuş yöntemiyle de alış veriş yapılabileceğini açıkladı. Mahallenin neşeli ve oyuncu çocuklarından dördü vardı: Aysun ,Cemre, Süleyman ve Mete. Bu dörtlü kendi çaplarında bir çeteydi. En gözü açık olan Mete’ydi gözünden hiçbir şey kaçmazdı ,en planlıları Aysun planları düzenlerdi, Süleyman ve Cemre yapılan planda oyalanması ya da dikkatinin dağıtılması gereken bir kişi varsa bu ikisi oyalamakta üstlerine tanımazdı.
Bir gün bu mini çete bakkalın değiş tokuşla alışveriş yaptırdığını öğrenir. Mete hemen atlar:
--Bence bizde bir şeyler vererek abur cubur alabiliriz.
Cemre:
-Ama ne verebiliriz ki sadece yiyecekler ile bir şeyler değişiyor. Bizim verebileceğimiz bir şey yok ki.
Aysun:
--Geçenlerde Nur Abla yumurta ile içeriden cips almıştı. Yumurta verebiliriz.
Süleyman:
--Buldum herkes evinden çaktırmadan her gün bir yumurta getirsin, hem bir yumurta kimse fark etmez.
Çetenin kalanı bu fikri mantıklı bulur. Ertesi sabah her çocuk elinde bir yumurta ile gelir. Bakkala giderler ve abur cubur alırlar. Veysel Amca:
--Hayrola! Çocuklar kümes mi kurdunuz bu yumurtalar nereden çıktı böyle?
Çocuklar hep bir ağızdan:
--Bulduk bir yerden boş ver Veysel Amca!
Veysel Amca ses etmez. Çocuklar abur cuburlarını alarak parka gider ve yerler. Aradan bir gün geçer ve Aysun Nur Abla’nın bu sefer bakkala bir kase nohut ile gittiğini görür. Hemen gördüklerini arkadaşlarına yetiştirmek için parka koşar. Diğer çocuklar parkta oturuyordur. Aysun:
--Nur Abla bu sefer bir kase nohutla bakkala gitti, der.
Diğer çocuklar yine aynı şeyi yapmayı düşünürler fakat hiç birinin evinde nohut olmadığı akıllarına gelir. Mahallede en çok nohutu olan bir tek mahallenin cimrisi Aliye Teyze vardı. Ondan bir şey istemeyi geç sohbet bile zor edilirdi. Çocuklar bir plan yapar, Cemre ve Süleyman Aliye Teyze’yi lafa tutacaklardı bunun içinde camının önündeki saksılardan bir tanesini kıracaklardı ki Aliye Teyze gelip onlara kızsın. Bu esnada Aysun ve Mete eve gizlice girerek bir kase nohut alacaktı.
Plan için ertesi gün toplanırlar. Çocuklar planın ilk adımı olan Aliye Teyze’nin camının önündeki saksılardan birini kırarlar. Aysun ve Mete eve girmek için hazırda beklerler, Aliye Teyze bir hışımla dışarı çıkar ve camın önünde Cemre ve Süleyman’ı hemen onların yanına gider. Çocuklar korkmuştur ama işin sonunda bir kase nohut vardır. Aliye Teyze başlar çocukları azarlamaya, Aysun ve Mete zaman kaybetmeden eve yönelir. Bir anda hiç planlamadıkları Aliye Teyze’nin köpeği havlamaya başlar. Aliye Teyze bir şeyler olduğunu anlar ve kapıya doğru koşar fakat ayağı kayar. Yere düşen Aliye Teyze ayağını incitmiştir. Çocuklar korkudan ne yapacaklarını bilemez ve kaçarlar. Ertesi gün çocuklar yine parkta buluşurlar fakat olacaklardan haberleri yoktur. Aliye Teyze ayağı sargılı bir şekilde sırayla çocukların evlerine gider. Olanları öğrenen çocukların aileleri onlara bir oyun yapmayı düşünürler. Çocuklar Nur Abla ne götürürse onu götürdükleri için Nur Abla ile bir anlaşma yaparlar. Nur Abla elinde bu sefer bir sepet yumurta ile gidecektir. Aileler plana hemen başlarlar. Aysun Nur Abla’yı elinde bir sepet yumurtayla bakkala giderken görür ve bunu hemen diğerlerine anlatır. Çocuklar bir sepet yumurtayı nasıl bulacaklarını bilemezler. En sonunda her evden bir yumurta çalmayı düşünürler. Kimse görmeden her evden bir yumurta alırlar. Bakkala Veysel Amca’nın yanına giderler ve yumurtaları uzatırlar. Veysel Amca:
--Bu gün kümesinizden iyi yumurta çıktı herhalde , diyerek dalga geçer.
Mete:
--Evet bu gün tavuklarımız çok yumurtladı ,der.
Veysel Amca:
--Hayret bu gün bütün mahalle yumurtalarının eksik olduğundan şikayet ediyordu, deyince çocuklar biraz korkar. Birden içeri mahalle sakinleri girer ve şöyle derler:
--Veysel bizim kümeste kamera vardı bu ufaklıklar almış yumurtalarımızı, derler.
Çocuklar iyice korkmuştur ne yapacaklarını bilemezler. Mahallenin büyüklerinden biri olan Mehmet Dede:
--Çocuklar bu yaptığınız hırsızlıktır insanların emek vererek elde ettikleri mallarını izinsiz alamazsınız, der
Çocuklar hatalarını anlamıştır. Aldıkları yumurtaları tek tek aldıkları kümeslere tekrar koyarlar. Bir de Aliye Teyze’den yaptıkları yüzünden özür dilerler. Ailelerine bir daha böyle bir şey yapmayacaklarına dair söz verirler.

BELİNAY YURDAKAN