İLK OPERASYON

Namık , çocukluğundan beri polis olmak isteyen bir gençtir. Günlerden birinde sınavı geçtiğini ve polis memurluğuna kabul edildiğini öğrenir. Ailesine bu güzel haberi verir. Annesi ve babasının gözlerinden birer damla yaş süzülür. Bunu fark eden Namık, ellerini öper ve kendisine bir şey olmayacağını söyleyip karakolun yolunu tutar.

Oraya vardığında Serhat komiser ve ekibi onu onu karşılar. Ekipten Mert;
-“Ben mert sen Namık olmalısın tanıştığıma memnun oldum.” der.

Namık;
-“Bende en az sizin kadar memnun oldum, umarım iyi anlaşırız.” der.

Birden bir ihbar gelir, herkes telaşla hazırlanır. Namık’ta onlarla gitmek ister. Zorda olsa Serhat Komiseri ikna eder. Yola çıkarlar ama onları bir tuzağın beklediğinden habersizdirler. Yolda Namık ve Serhat Komiseri arasında bir diyalog geçer.

Serhat Komiser;
-Bak evladım gittiğimiz yerde bir çatışma çıkarsa kendini tehlikeye atma tamam mı?

Namık;
-Merak etmeyin komiserim çok dikkatli olacağım.

Ekip olay yerine varır ancak sadece uyuşturucu kaçakçılığı ihbarı için gelmişlerdir. Birden bir silah sesi duyarlar. Herkes siper alır. Bu ihbarın bir tuzak olduğunu anlarlar.

Namık;
-“Bu bir tuzakmış, sayıca bizden üstünler .” der büyük bir telaşla.

Serhat Komiser;
-Merak etmeyin, sakin kalın ve dikkatli olun destek ekibini çağırdım yakında burada olur.

Çatışma sürerken Namık’ın karakolda tanıştığı Mert vurulur. Namık tam ona doğru gidecekken Serhat Komiser konudan tutup şöyle der;
-“İkinizi de sağ salim istiyorum.”

Namık;
-Merak etmeyin komiserim bize bir şey olamayacak.

Namık Mert’in yanına gider. Neyse ki Mert’in yarası derin değildir. Namık yarayı sarar.
Destek ekibi gelir ve saldırganlar tutuklanır. Herkes karakola döner.

Serhat Komiser, Namık’ın omzuna elini atarak;
-“İyi iş çıkardın evlat. Seninle gurur duyuyorum.” der.

Tüm ekip hep bir ağızdan Namık’ı tebrik ederler. Namık izin isteyip evin yolunu tutar. Annesi ve babası onu beklemektedir. Namık’a ilk gününün nasıl geçtiğini sorarlar. Namık üzülmemeleri ve endişe etmemeleri için operasyon hariç tüm gününü anlatır.

Annesi onu alnından öper ve;
-“Aferin kuzuma, hadi gelin yemek hazır.” der.

Sofrada babası işini sevip sevmediğini sorar. Namık işini çok sevdiğini ve hiç bırakmak istemediğini söyler.

Birlikte yemek yerler. Biraz televizyon izlerler. Namık herkese iyi geceler diler ve yatağına uzanıp hayallere dalar. “Acaba ilerde ne gibi büyük operasyonlara katılacağım?” diye düşünür.
Ve Namık polislikteki ilk gününü tamamlamış olur.