TÜRK YAZI SANATI
Türk yazı sanatı, Türk kültürünün ve tarihinin yansımasıdır. Kökleri ise binlerce yıl öncesine dayanır. Türkler, yazı sanatını kullanarak duygu, düşünce ve hayatlarını ifade etmişlerdir. Türk yazı sanatı, Türklerin tarihini ve kültürünü kaydetmek için kullanılan Orhun Yazıtlarından beri günümüzde hâlâ o eşsiz canlılığını devam ettirmektedir. Osmanlı döneminde, diğer Türk yazı sanatları ile birlikte hat sanatı da büyük bir ilerleme gösterdi.
Hat sanatı bizim kültürümüzde İslamiyet’i kabulümüzle birlikte o zaman kullanılan Arap alfabesinden geçmiştir. Arapça “hatt” mastarından türeyen yazı, çığır, yol anlamlarına gelen hat kelimesi, Arap yazısını estetik ölçülere bağlı kalıp güzel bir şekilde yazma sanatı olarak da bilinir. Hat sanatı, Osmanlı’da “Hüsn-i Hat” olarak anılır ve bir başka adı da kaligrafidir. Kaligrafi güzel yazı sanatı olsa da günümüzdeki amacı süslemedir. Modern Türk Hat sanatçıları, hattatlar günümüzde Kur’an ve diğer metinleri estetik bir şekilde yazarak geleneksel hat sanatını yaşatıyorlar.
Sanat, toplumun gelişmesinde ve kültürün köklenmesinde etkili maktadır. Türk yazı sanatı da kültürel zenginliğimizin ve tarihimizin önemli bir parçasıdır. Peki ya hat sanatının buradaki yeri nedir ? Hat sanatı nesilden nesile aktarılan benzersiz geleneksel Türk sanatlarındandır. Bu sanat, biz Türklerle geliştirilip, çok büyük ustalar yetiştirilerek sanat mertebesini atlayıp, dine ve Kur’an’a hizmet ederek Türklerde bir medeniyet unsuru, bir sembol haline gelmiştir. Türklerin yazıya verdikleri önem, mirasımızın bir parçasıdır. Bu mirası yaşatmak da bizler ve Türk yazı sanatının çok önemli bir görevidir.