ÖLÜMÜ ARZULAMAK
Zehra 7 yaşında bir kız çocuğuydu. Her sabah olduğu gibi uyanmıştı. Yatağına oturdu. Uykulu gözlerini ovuşturdu yatağından inip mutfağa gitti. Annesi ona kahvaltı hazırlıyordu. Annesine” günaydın annecim” diyerek yanağına bir öpücük kondurdu. Kahvaltısını yaptıktan sonra okula gidecekti. Kahvaltıları bitmişti. Annesi Zehra’yı hazırlayıp okula bıraktı . Zehra’nın annesi işte çalışıyordu . Babası ise eve sadece annesinin işten kazandığı parayı almak için geliyordu . Babası eve geldiğinde kavgasız geçmezdi. Çünkü babası annesine şiddet uygulardı. Zehra eve geldiğinde babasının haykırışlarını , annesine vuruşlarını , annesinin çığlık seslerine şahit olurdu . Zehra aslında neşeli bir kızdı. Mutlu , sevinçli , bir kızdı . ama babası onun o mutluluğunu , neşesini , sevincini elinden almıştı .Annesi Zehra’yı okuldan alıp eve gelmişlerdi . Üzerini değiştirip yemeğe oturdu .
Babasının nerede olduğunu sorduğu sırada zil çaldı . Kapıyı alacaklı gibi çalıyordu . Zehra korkmuştu. Annesi Zehra’yı sakinleştirip kapıyı açtığında, kapıdan silah sesi geldi. Zehra “ anne”! diye bağırarak kapıya koştu. Gördüğü manzara karşısında ayakta kalmayıp bayıldı. Çünkü babasının elinde silah yerde , kanlar içinde yerde yatan annesi. Kendine geldiğinde babası yoktu. Annesi hala kanlar içinde yerde yatıyordu. Ağlayarak annesinin uyanması için çabaladı . Zehra çizgi filmlerde izlediği gibi sihir yaptı “ okusa pokus “ annesi uyanmamış tekrar denemiş “ okusa pokus “ olamamış. Artık Zehra sihir diye bir şeyin olmadığını henüz küçük yaştayken anladı. Zehra ne yapsa annesi uyanmadı. Annesinin cansız bedenine dokunarak acıktığını söyledi, çok korktuğunu söyledi, ama yok annesi uyanmadı. Koşarak mahalle halkından yardım istedi . Zehra akrabalarının yanına, annesi ise mezara... Zehra büyümüştü .onun için zor olmuştu ama büyümüştü . Zehra artık annesinin sesini, yüzünü ,şefkatinde görmeyecekti. Zehra okuluna devam ediyordu. Ama akrabaları onu okutmak istemiyorlardı. Ama zorunlu olduğu için okutmaları gerekiyordu. Zehra 16 yaşına gelmişti . Zorla kendinden yaşça büyük biriyle evlendirmek istiyorlardı. Zehra daha fazla çileye katlanamayarak evden kaçtı . Zehra 17 yaşına gelmişti. Okula devam ediyordu. Akşamları çalışıp sabahları okula gidiyordu. Okula gittiğinde ise Zehra’ya “ şuna bak annesi babası yok. Kimse ona karışmıyor , hayat ona güzel “ diyorlardı. Ama Zehra’nın yaşadığını kimse bilmiyordu. Mesela herkes babası ile yaptığı güzel şeyleri babalarını ne kadar çok sevdiklerini anlatırken ,Zehra babasının zulmünden annesinin katili olduğundan, babasından nefret ettiğini anlatıyor. Herkes eve giderken mahalleden güzel yemek kokuları geldiğinde acaba benim annem’ mi yaptı? Diye , herkes eve koşarken , Zehra nasıl karnını doyuracağını düşünüyordu. Herkes camdan onlara gülümseyen annelerini görüyorlardı. Zehra ise bomboş olan eski evi gördüğünde göz yaşlarında boğuluyordu. Onlar eve geldiklerin’ de, kapıyı çaldıklarında gülümseyen anneleri karşılıyor, Zehra ise o kapının içeriden açılmayacağını bile bile hergün usanmadan i kapıyı çalıyordu . Hiç kimse onun ne çektiğini bilmiyordu. O bir silah sesi Zehra’ dan annesini almıştı. Her şeyi olan annesini ömrü boyunca ondan almıştı. Onun ışığı dönmüştü. Zehra silah sesi duyduğunda ağlıyordu . Çünkü o silah sesleri annesinin canını defalarca aldığını düşünürdü . Annesi ile yaşadığı güzel anılar aklına gelirdi . Herkes zenginliğin, lüksün , para olduğunu düşünürken , Zehra asıl lüksün ailesi ile huzur içinde oturmak olduğunu anladı. Ama her şey için çok geçti. Çünkü Zehra artık o lüks hayatı bir daha yaşayamayacaktı . Zehra’nın içinde hep bir korku, hep bir telaş, hep bir huzursuzluk, nefret, kin ... Zehra gece çalışırken önüne siyah bir araba durdu. Midye almak istediklerini söylediler. Zehra hazırlayıp arabaya verecekken bir el onu içeri çekti. Arabanın kapısını kapatıp, hızla oradan uzaklaştılar. Zehra’yı bir şekilde bayılttılar. Zehra kendine geldiğinde bir bağ evindeydi . O kadar halsizdi ki yerinden bile kıpırdamadı. Kaçmak istese bile o kapı kilitliydi. Bağ evinin bir bahçıvanı vardı. Bahçeyi temizlerken , Zehra’yı kaçıran adamın yani patronunun dediklerini duydu . Zehra’yı bir odaya kilitlediklerini , akşam için onu hazırlayacaklarını söylerken bahçıvan hepsini duydu. Bahçıvan iyi bir adamdı. Olanları duyunca Zehra’yı kurtarmayı düşündü. Ne yapıp edip patrondan Zehra’nın kilitli olduğu kapının anahtarını aldı. Kapıyı açtığında Zehra ağlıyordu. Bahçıvan ona zara vermeyeceğini , patronun Zehra ya akşam tecavüz edeceğini ,buradan kaçması gerektiğini ,onun yaşının daha çok küçük olduğunu anlattı. Her şeyi anlatıp odadan hızlıca çıktı. Ama Zehra ölmeyi o kadar çok istiyordu ki her şeyi göze alacak durumdaydı. Akşam oldu. Zehra adamın dediklerini istemeye, istemeye yaptı. Sabah olduğunda Zehra oturup tüm gün ağladı. Sonra camdan bahçıvan Zehra’nın ağladığını görünce cama tıklattı. Zehra ağlamayı bırakıp cama yaklaştı. Camı açıp bahçıvanı içeri aldı . Bahçıvan onun kaçması için yardım edeceğine, onu kurtaracağına söz vermişti. Zehra bahçıvanı dinleyip kaçmaya karar verdi. Akşam oldu. Bahçıvan Zehra’yı akşam saat 12.00 da evden çıkmasını söyledi. Zehra camdan atlayıp bahçıvanın tarif ettiği yere giderken patronun adamlarından biri Zehra’yı gördü .Zehra’yı yakalayıp patrona götürdüler. Patronları uyuyordu. Sabah olması için bekliyorlardı. Sabah olduğunda ise patrona görürdüler . Zehra patronun bir şey yapamayacağını düşündü. Tam arkasını dönerken , patron silahı Zehra’nın kafasına doğrultup gözünü kırpmadan sıktı . Zehra’nın çektiği çileler artık bitmişti . Zehra orada ölmüştü